10 Ağustos 2012 Cuma

kent bayram şekeri reklamı

Bu reklamı izlerken tüylerim diken diken oluyor; bir hoş oluyorum ağlamalı yani. Aslında çok güzel duygusal bir reklam olmuş.Ama ben reklamdaki çelişkiye takıldım. Mehmet dede şirin mi şirin nur yüzlü bir dede. Nasıl olur da evlatları, torunları ıpıssız dağ başında O'nu yalnız bırakırlar!!!Açıkcası reklamı ilk izlediğimde reklam bende bayramdan bayrama yaşlı dedelerine(babalarına) ziyarete gelmiş hayırsız evlatlar izlenimi oluşturdu. Hayır bayram için ziyaretine gelen torunları, çocukları da çok iyi, tatlı insanlara benziyor.Hiç biri dememiş mi ki gel beraber yaşayalı diye? Görüldüğü bu çelişkiye bir anlam veremedim. Neyse bir reklam sonuçta bu kadar ayrıntı düşünememiş olabilirler dimi ... Yaklaşık bir hafta sonra Şeker Bayramı. Bizde bu bayram yaşlılarımızı yalnız bırakmayalım . Onların ziyaretlerine gidip ellerinden öpelim, gönüllerini alalım..

9 Ağustos 2012 Perşembe

Mektup Arkadaşım

Bugün bütün gün evdeydim. Çok sıkıldım. Gündüz bizim buralar çok sıcak oluyor birde oruç olunca dışarıya hiç çıkılmıyor. Akşam için arkadaşlardan davet almıştım ama iftar için misafirlerimiz olduğu için hiç birine katılamadım. Gündüz evde tw başında vakit geçirmekten çok sıkılmıştım. Ne yapsam? ne yapsam? diye düşünürken odamı temizlemeye karar verdim. Gerçi annemle sınavdan sonra büyük bir temizlik yapmıştık ama  ne yaparsın can sıkıntısı işte. Kitaplığımdaki kitapların yerlerini değiştiriken içinde zarf olan bir şiir kitabı elime geçti, heyecanla açtım zarfı . Kitap ve mektup benim bir zamanlar ki mektup arkadaşımdandı. Tekrar okuyunca bir garip oldum, duygulandım..Aaa bu arada mekup arkadaşım bundan 2 yıl önce birinci sınıf öğrencisiydi. Bir arkadaşım okuma ve yazmakta zorlanan bir öğrenciden bahsetmişti o zamanlar,benimde o an aklıma mektup yazmak geldi ... Ve küçük Elif'in adresini aldım (bu arada ismide Elif küçük cadının) ona mektubumu ve yanında bir masal kitabı yolladım.Kısa bir aradan sonra Elif bana cevap yazmış o kadar mutlu olmuş ki anlatamam... Resimler çizmiş cadı bana:) fotoğrafını koymuş merak edersin şimdi beni diye :) Bir de elimdeki şiir kitabını...Böyle biz uzunca bir süre mektuplaşmıştık Küçük Elifle .Hatta geçenlerde yani sınavdan önce bana annesinden mesaj atmıştı; başarılar dilemek için... Canım benim ya o kadar çok mutlu etmişti beni...  Aradan zaman geçmesine rağmen yaşanan böyle güzel şeyler insanın yüzünde tebessüm oluşturuyor işte... Neyse ben odayı düzenlemeye devam ettim dikkatimde dağılmıştı gerçi ama annemin dırdırından dolayı hemencik toparlardım odamı.. Akşam için annemle mutfağa girdik analı kızlı döktürdük yemekleri.:) Yeri gelmişken  yemek yemek yapmayı daha doğrusu mutfakta vakit geçirmeye bayılırım. Mutfakta kendimi sanatçı gibi hissediyorum sanki bir sanat eseri oluşturuyorum. Misafirlerimizi güzelce ağırladık, yedik, içtik, güldük hep beraber güzel bir akşam oldu...Onları uğurladıktan kendime yeşil çay hazırladım,yanında da birazcık çikolata balkona kuruldum.Güzel ve birazcık telaşlı bir günün ardından iyi gider değil mi ? :) Bir blogumun olduğu aklıma geldi ve hemen bilgisayarı açtım. Çayımı yudumlarken size bu satırları yazdım işte. Aaa unutuyordum!!!Elif'in yolladığı  şiir kitabının sonundaki söz çok hoşuma gitmişti. Onu paylaşmak istiyorum.




Hayat kazandıklarına çok sevinecek kadar uzun değil.                                                                                                 

Kaybettiklerine çok üzülecek kadar kısa değil.                                                                                        


                                                                       Sevgiyle kalın....